Birçok medeniyetin binlerce yıl ortak eşiği olmuş bu bölgemiz, gerek zengin kültürüyle, gerek doğal manzaralarıyla, gerekse de gözlere ve mideye hitap eden enfes tatlarıyla gönlümüze taht kurmuştur. Bu nadide bölgemize yolunuz düşerse kesinlikle görmenizi tavsiye edeceğimiz yerleri sizler için derledik. Hep beraber Güneydoğu turu yapmaya hazır mısınız? Hazır gidiyorken mutfağını da es geçmemek lazım! Midenize de güzel bir ziyafet çektirmeyi unutmayın
1) Balıklı Göl – Şanlıurfa
Urfa’ya gidenlerin ilk olarak ziyaret ettikleri yerlerin başında gelir. Yıl içinde yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlayan Balıklı Göl’ün, güzelliğinin yanı sıra, kutsal bir anlamı olması da onu ziyaret edenlerin önemli sebebidir. Rivayete göre Nemrut’a başkaldıran Hz. İbrahim, Nemrut tarafından ateşe atıldığı an, ateş onun için Allah tarafından su oluverir. Odunlar ise balığa dönüşür. Bu sebeple bu göl ve balıkların kutsal bir anlamı vardır.
2) Hasankeyf – Batman
Kayalara oyulmuş evlerle görsel şölen sunan kent,1981 yılında doğal koruma alanlarından olmuştur ve turistlerin ilgi odağı haline gelmiştir. Antik kentin en dikkat çekici yeri ise Fırat nehri kıyısında bulunan kalesi. Kale, net olmamakla birlikte MS.363 yılında Bizanslılar tarafından inşa edildiği tahmin ediliyor. Güneydoğu turu yapacakların es geçmeyecekleri bir yer.
3) Zeugma Müzesi-Gaziantep
Ziyarete 2011 yılında açılan bu egzotik mekân dünyanın en büyük mozaik müzesi olmasıyla namını kısa sürede duyurmayı başarmıştır. Müzenin en büyüleyici sanat eseri de şüphesiz dünyaca ünlü Çingene kızı mozaiği…
4) Nemrut Dağı – Adıyaman
Uzun ve engebeli yolun sonunda dünyanın 8. harikası sizi bekliyor. 1987 yılında UNESCO tarafından dünya mirası listesine eklenen bu tarihi kalıntıların olduğu bölge, bir yıl sonra da milli park ilan edilmiştir. Kommagene kralı Antiochus Theos tarafından dağın tepesinde yaptırılan taş oymalı heykeller, Güneydoğu turu kapsamında yerli ve yabancı ziyaretçilerin şehirde merak ettiği yerlerin başında geliyor.
5) Deyrulzafaran Manastırı – Mardin
Süryani Ortodokslarının 640 yıl boyunca dini eğitim hizmetlerini karşılayan yapı, Mardin’in tarih kokan mekânlarının arasından kendi yerini alıyor. 18.yüzyılda restore edilen mekânın adı ise çevresinde yetişen zafaran (safran) bitkisinden dolayı. Yapının en dikkat çeken kısmı ise aralarında harçsız şekilde birbirine geçirilmiş taşlardan meydana gelen tavanı.
6) Malabadi Köprüsü – Diyarbakır
Diyarbakır’da Batman çayı üzerinde bulunan Selçuklu yadigârı olan köprü, tarihin eskitemediği yapıtlar arasında yerini koruyor. UNESCO’nun geçici listesinde bulunan Malabadi köprüsü, dünyanın en büyük kemer açıklığına sahip taş köprüsü olma özelliğiyle de merak uyandırıyor. Aynı zamanda köprüde bulunan insan, aslan ve güneş figürlü kabartmaları görenleri büyülemeye devam ediyor.
7) Güneydoğu Turu: Halfeti (Saklı Cennet) – Şanlıurfa
Güneydoğunun uçsuz bucaksız bozkırları arasında bir sahil kentini andıran bu kent, muhteşem manzarasıyla gerçekten saklı bir cennet gibi. Zamanında ilçeye yapılan Birecik Barajının Fırat nehrini taşırmasıyla ilçe sular altında kalır. Tarihinin çoğu sular altında kalmış olsa da, su üzerinde kalan ve yeniden inşa edilen kısımlarıyla görenleri kendine hayran bırakan bu saklı cennet, tarihi taş evleri ve doğal güzellikleriyle binlerce turistin ilgi odağı haline gelmiş.
0 Comments